Mülk: sahip ve egemen olma, sahiplik, hükümdarlık, sahip olunan şey, hükmedilen yer. Mülk üzerinde tasarrufta bulunulan şeylerdir. Allah’ın yarattığı her şeydir mülk. İnsanda Allah’ın mülklerinden bir mülktür. Mülk üzerinde hükmedilip yönetilen, istediği gibi tasarrufta bulunulan her şeydir. 

       Mülkün sahibine mâlik denir. Kâinatın ve içindekilerin tek sahibi olan Mâlik ve hükmedip yöneten melik sadece Allah’dır. Çünkü onları yaratan onun sahibidir. Yaratılan da mülktür. Bugün elinizdeki istifade ettiğiniz imtihan aracı olan mülkler, sizden sonrakiler içinde kullanılan mülktür. İnsan elindekileri verenin yolunda kullanırsa mülkü yaratana teslim etmiş olur. Bu emanet bakışıdır. O emanetleri yarın başkaları kullanacaktır. İnsanın kendisi ve bedenindeki her şeyi mülktür ve sahibi Allah’dır. Onun kullanımını cennet karşılığı Allah’a satanlar mü’minlerdir. Siz emaneten kullanırsınız. İnsan bedenindeki ve kullandığı her şeyde, mülküne mâlik olamaz, sadece emaneten kullanır. 

       “Mallarınız ve çocuklarınız sizin için bir fitne ve denemedir. Allah ise büyük ecir onun katındadır.” (Teğâbun/15)

       İnsan mülk ve ona verilen her şeyde mülktür. İnsanın kullandığı mal ve yönettiği mülk ve çocuk birer imtihan ve denenme vesilesidir. İnsanların övündüğü mal, makam ve çocuk imtihan aracı ve âhirette hesabı sorulacaktır. Verilen her mülk verenin yolunda kullanılır ve yetiştirilirse melik Allah kabul edilmiştir. Mü’min mal ve canını cennet karşılığı Rabbine satandır. Rabbe sattığınızın sahibi mâlik ve yöneten meliki de Allah’dır. Mâlik ve melik olanın yönettiği mülktür. İnsan da elinde olanların mülk olduğunu, bir sahibinin olduğunun farkına varıp emanetçi bakışıyla kullanmak gerekir. Ayetle insana övündüğünüz mallarınız ve çocuklarınız sizin için imtihan aracıdır. Bunlarla imtihan olunuyorsunuz, hesabını vereceğiniz şekilde muamele edin.

       “Sizi biraz korku, açlık, mallardan, canlardan ve mahsullerden eksiltmekle imtihan edeceğiz sabredenleri müjdele.” (Bakara/155)

       İmtihanda olan insanı Rabbimiz her an sınayıp deneyeceğini bildirmektedir. Ölüm korkusu, aç kalma korkusu, canların ve malların yok  olması ve mahsullerin yok olmasıyla insan imtihan olmakta ve olacaktır. İmtihan vesilesi oln her şey mülktür. Kullanılır ve yönetilir. Kullanan ve yöneten meliktir. Mülkün tek sahibi olan ancak mülkü olan insanı diğer mülkleriyle imtihan edebilir. Dilediğine mülkünden verir, dilediğinden de alır. İmtihanına sabreden kazanmıştır. Ve Rabbimizde sabredenleri müjdelemektedir. 

       “Mülk yalnız O’nundur. Hamd de O’nadır.” (Teğâbun/1)

       Mülk elinde olup istediği gibi tasarrufta bulunan ve mâlik olana ancak itaat edilir. Her yaratılan mülktür ve onun tasarruf edip kullanma ve dağıtma ve istediğine istediği kadar verme hakkı yalnız ona aittir. O zaman tüm övgüler, eksiksiz ve hatasızlık sadece ona aittir. Yani hamd de sadece ona yapılmalıdır. Kainatta ve içindeki her şey mülk, onun yönetme ve tasarruf hakkı sadece Allah’a aittir. Çünkü yarattığı mülk O’nundur. Yaratan ancak yaratığı mülkün sahibi ve yönetenidir. İnsan mülktür ve yaratıcısı olan Allah’a itaatle sorumludur. Kendi bedeninin ve elindekilerin mâliki gibi davranıp yöneterek melik kendini görmemelidir. Bu haddi aşmadır. Dünya insanı bu manada haddi aşmıştır. 

       “Ey mülkün sahibi olan Allah’ın, sen mülkü dilediğine verirsin, dilediğinden de alırsın. Hayır senin elindedir.” (Ali İmran/26) 

       Mü’min olan ancak her şeyin  mülk olduğunu, yaratanın mülkü üzerinde tasarrufta bulunabileceğini bilir ve takdir eder. Mülkünden dilediğine sağlık, mal makam, çocuk, güç gibi nice nimetleri verir veya vermez. Verir, sonra geri alır. Bunu ancak yarattıklarının tek sahibi olan mâlik ve yöneten melik olan Allah c.c. yapabilir. İnsanın istifade ettiği her hayrı verenin Allah olduğunu takdir eden ancak mü’mindir. Mülkü, sahibine teslim eder, O’nun emri doğrultusunda kullanır. Ben kazandım bakışında değil, takdir eden var bakışındadır. 

       “Mallar içinizden sadece zenginlerin arasında dolaşan bir servet olmasın.” (Haşr/7)

       Allah’u teâlâ mülkünden dilediği kadar kullarına takdir eder. İnsanlar Allah’ın takdiri olan mülkü kendi kazanımı görürler. Servet yığma, mal biriktirme, makam yükseltme yarışındadırlar. Kendi güç ve makamlarını korumak için birbirlerine yardımcı olurlar. İşadamı dernekleri, sivil kuruluşlar kurarlar ve birbirlerini ayakta tutarlar. Kendilerine güç katacak olanlara destek olurlar. Birbirlerine maddi yardım yaparlar ve ayetin bildirdiği, mal sadece zenginlerin arasında dolaşan servet haline gelir. Geri alamayız düşüncesiyle sıkıntıda olan ve fakir olanlara yardım etmezler. Onlarla irtibat kurmazlar, ortam paylaşmazlar. Bu bakışlar Müslümanların arasında da yer bulmuştur. Dolayısıyla da ayetin bildirdiğini onlarda uygulamışlardır. 

       “Yoksa onların hükümranlıkta bir paylarımı var. Öyle olsaydı insanlara zerre bile vermezlerdi.” (Nisa/53)  

       Mâlik olan Allah’ın sahip olup yarattığı mülkler üzerinde ve mülk olan insan üzerinde hükümranlıkta, hâkimiyet kurup hükmederek yönetmede bir payları mı var? Yeryüzünde yasa koyup yönetmede ve din adına yerde ve göklerde tasarrufta, yani istediklerine istedikler kadar vermede Allah ile ortaklıkları mı var? Rabbimiz, kendi mülkü üzerinde siyasilerin ve din adamlarının bir payları ve ortaklıkları yok, sizde onlara boşuna itaat etmeyin emreder. Yer ve göklerde gerçekten bir payları olsaydı, size zerre kadar vermezlerdi. Yani size muhtaçlar, desteğinize, savunmanıza muhtaçlar. Güç ellerine geçince de yapacaklarını yapmaktadırlar. 

       “O gün onlar ortaya çıkarlar onların hiçbir şeyi Allah’a gizli kalmaz. Bugün mülk kimin, hükümranlık kimindir. Tek ve kahhar olan Allah’ındır.” (Mü’min/16) 

       Dünyada Allah’ın mülkünü istedikleri gibi kullanacaklarını zannedenler, kullanmaya kalkanlar, âhirette ise onların mülk olan dünya üzerinde yaptıkları ortaya çıkacak ve hiçbir yapılan Allah’a gizli kalmayacaktır. İnsan unutulup gidecek zannetse de. Ve Rabbimiz o gün siz dünyada kendinizi mülkün sahibi mâlik, istediğiniz gibi yöneten ve kullanan melik görüyordunuz. Bugün âhirette mülk ve onu yönetme hakkı kime aittir? Kin bugün hâkimiyet elinde olan ve hükmedip yöneten? Hükümranlık, yönetme kime ait? Diye soracak ve cevabı da kendisi verecektir. İsim ve sıfatlarında tek olan ve haddi aşanları cezalandırmakta kahhar olandır. Bu mülk üzerinde her haddi aşan için bir tehdittir. Kimse üzerine almasa da! 

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir